Yaşam

Türkiye güzeli Yeşilçam yıldızı 'aile mirası' hastalığını 'Darülaceze sahnesi'nd

Yetmiş salname ömrüne görk kraliçeliği ve Yeşilçam starlığı sığdıran Sevgi Can Danlı, 4 senedir Darülaceze'de Huntington rahatsızlığı ile uğraş ediyor.

Türkiye güzeli Yeşilçam yıldızı 'aile mirası' hastalığını 'Darülaceze sahnesi'nd
19-03-2022 19:42
İstanbul

Sevgi Can Danlı, 1950 yılının 14 Şubat haset Balıkesir Manyas'ta doğdu, 6 kardeşin en büyüğüydü. Babası eczacı anası ev hanımıydı. Balıkesir'de 1953'te meydana mevrut depremde ortak oğullarını kaybeden aile, İstanbul'a hicret ika sonucu alarak, Mecidiyeköy'e yerleşti.

3 yaşlarındayken İstanbul ile tanışan Sevgi Can Danlı, ortaokulu Nişantaşı'nda okudu artık sonradan Kadıköy Kız Lisesini kazandı. Lise sonuç sınıfta okurken hâlâ 18 yaşlarındayken Hürriyet gazetesinin 1968'de düzenlemiş olduğu görk yarışmasında ortak numara bulunan Danlı düşüncesince şöhretin kapıları aralanmaya başladı.

Şöhret basamaklarını önce şekilde gösteriş almış olduğu reklam filmleriyle tırmanmaya süregelen Danlı'ya Yeşilçam'ın kapıları peşine derece açıldı ve zamanın en isminde sanlı jönlerinden Yılmaz Güney ile dü filmimizde başrol oynadı. Ancak sıkıca beyaz perde koşullarının namına layıkıyla olmadığına değişmeyen verici Danlı, evlendi. Maddi teessürat zımnında evliliğini sürdüremeyen Danlı, boşanarak Bağdat Caddesi'ne taşındı, Aksaray'da ortak halı dükkanı açarak, ticarete atıldı.

Ancak kalıtım bilimi ortak dert bulunan Huntington zımnında cisim fonksiyonlarını kaybetmesiyle yegâne başına yaşamını idame ettiremediğini gören Danlı, Darülaceze'ye yurt sonucu aldı.

"Çok mutluyum, bizlere evlat üzere bakıyorlar"

Filmlere husus olacak yaşantı hikayesini AA'ya özetleyen Danlı, 4 senedir Darülaceze'de yaşadığını söyleyerek, "Gönül isterdi ki özlük başıma hayatıma bitmeme edebileyim. Ancak familya mirası bu dert zımnında el kadem koordinasyonumu kaybettim. Hatta yürümekte üstelik zorlanıyorum. Her sabık devir akım kabiliyetim artık da azalıyor. Ne yersem üstüme başıma döküyorum, özlük başıma hayatımı sürdüremiyorum." ifadelerine arazi verdi.

Danlı, Darülaceze'de olmaktan bahtiyar bulunduğunu dile getirerek, şunları belirtti:

"Kitap okumayı aşırı seviyorum burada ferah çokça eser kıraat etmek düşüncesince sayaç buluyorum. Kitapları sevdiğim düşüncesince ziyarete gelenler de bağış şekilde eser getiriyorlar. Ben de okuduktan sonradan kurumun kütüphanesine bağışlıyorum. Her devir behemehâl dü ceride okurum. 6 yabanlık odada kalıyorum, dostlarımla aşırı dobra anlaşıyoruz geveze ediyoruz, dertleşiyoruz. Çok mutluyum, bizlere evlat üzere bakıyorlar, yıkıyorlar, tırnağımızı kesiyorlar saçımızı üstelik boyuyorlar."

Sevgi Can Danlı, 12 sene devam eden evliliğinde, bire ortak acıları evladı da yaşamasın niteleyerek evlat sahibi olmadığına aksan yaparak, laflarını şu şekilde sürdürdü:

"Çok korktum, annemden mevrut bu kalıtım bilimi rahatsızlığı çocuğuma taşırım diye. Biz 6 kardeşiz ego en büyüğüyüm halis muhlis kardeşlerimde bu dert var. Onlar evlendiler ve evlat yaptılar. Şimdi yeğenlerimde de bu dert başladı. O sebepten dolayı evlat yaparak riziko kabul etmek istemedim. Bizim üzere kalıtım bilimi rahatsızlığı bulunan ailelere tavsiyem, lütfen evlat doğurmadan lazım önlemleri alın, sizin yaşadıklarınızı onlara yaşatmayın ve tedavinize özen edin."

Kardeşleri ve yeğenlerinin daim ziyaretine geldiğini ve kendisini bekâr bırakmadığını özetleyen Danlı, "Buraya neşet etmek aşırı ehemmiyetli ortak karar. Ailem bana bakabilirdi ancak hiç kimseye ağırlık iktisap etmek istemedim." dedi.

"İki filminde ortak aşırı ihsanıhümayun aldı"

Danlı, çelimsiz devam eden beyaz perde hayatında en iri şansının Yılmaz Güney ile ülfet etmek bulunduğunun altını çizerek, "'Aç Kurtlar' ve 'Son Kızgın Adam' isminde dü ayrı filmimizde kendisiyle başrol oynama imkanım oldu. Ancak beyaz perde piyasasının koşulları o zamanlarda aşırı zordu. Mesela Aç Kurtlar filmini çekerken Muş'ta donma tehlikesi geçirdik, aç kaldık. Ancak çektiğimiz eziyete değdi çünkü bu dü filmimiz de nice ihsanıhümayun aldı. Kendisini değme devir minnettarlık ve dostlukla anıyorum." niteleyerek konuştu.

Sinema dünyasının o ışıldak yaşamına rağmen, evlenerek namına artık önemsiz ortak evren kurduğunu özetleyen Danlı, şu değerlendirmede bulundu:

"Eşim muhasebeciydi, ego de halı ticareti hazırlamaya başladım. Bizim bu günlerde önemsiz şeylerden bahtiyar olurduk. Bir monitör alsak dünyalar bizim olurdu. Şimdi şahıslarda ortak tatminsizlik var, ne elde etseler mutsuzlar. İnsanlar birbiriyle geveze ederdi, demincek evlerde her insanın elinde ortak telefon mevcut kimesne kimselerle geveze üstelik etmiyor. Bu sebepten dolayı telefonları on paralık sevmiyorum elhak el dizi film koordinasyonumu sağlayamadığım düşüncesince birkaçını da düşürüp, kırdım."

Gençlere seslenen Danlı, behemehâl okumalarını isteyerek, "Eğitiminize ehemmiyet verin, dizge sahibi olun ve özlük ayaklarınız üstünde durun. Bir şehadetname avlu kurtarır. Ve de sağlığınızın, gençliğinizin değerini bilin." dedi.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?