Yaşam

Darülaceze'nin 77 yaşındaki bulmaca meraklısı misafiri

Darülaceze'de canlı 77 yaşındaki Emine Nigar Çelik, en sevilmiş olduğu uğraşlarından birisi bulunan bulmaca çözmeyi gençliğinden beri iri birlikte tutkuyla sürdürüyor.

Darülaceze'nin 77 yaşındaki bulmaca meraklısı misafiri
07-11-2021 11:19
İstanbul

Sivas Divriği'de 1944 senesinde doğan Nigar Çelik, 1 yaşlarındayken ailesiyle İstanbul'a barhana etti. İlkokulu haricen mütemmim Çelik, güre yaşta eşini kaybetti, muhtelif işlerde fiilen mütekait evet ve 2021 yılının başlangıcında Darülaceze'ye yerleşti.

AA muhabirine hayat öyküsünü özetleyen Çelik, evvel koca kardeşlerinin birlikte kaldığını, şimdi sonradan yeğeninin yanına yerleştiğini ve birlikte müddet sonradan yeğeniyle yaşlılar yurdu aramaya başladığını söyledi.

Çelik, "Yeğenim bana aşırı dobra baktı. Onun da dü oğlu vardı. Hem özlük işleri olmaktadır bununla birlikte çocuklarla ilgileniyordu. Ben de, 'Özlem birlikte toprak araştıralım, daim orada burada eğlenmek olmuyor' dedim. Araştırdık, hususi bölgelere de gittik güçlükle içime sinmedi. Darülaceze'ye geldim, keşki şimdi evvel gelip kalsaymışım." diyerek konuştu.

Özgürlüğüne meraklı biri olduğunu, Darülaceze'de kalmadan evvel duraksama ettiğini fakat burada kendisini aşırı şimdi engellenmeyen hissettiğini kaydeden Çelik, Darülaceze'de güzeşte birlikte gününü şu şekilde anlattı:

"Sabah 7'de kahvaltı yapıyorum. Daha sonradan mevrut gazeteleri okuyorum. Bulmaca çözmeyi aşırı sevdiğim için, ceride eklerini saklayıp ondaki bulmacaları çözüyorum. Daha sonradan seyir yapıyorum. Darülaceze'deki iyileştirme merkezine geçip elişi yapıyorum. Son yıllarda tel örüyorum. Elimde az buçuk titreyiş mevcut güçlükle adım adım örüp bitiyorum. Öğle yemeğini yiyoruz. Odadaki arkadaşlarımızla saat geçiriyoruz. Güzel birlikte el birliği var. Daha sonradan tün ezanı yemeğini yiyoruz ve yatıyoruz. Sağlık açısından birlikte sıkıntımız olursa da 24 zaman hemşirelerimiz var, bizimle ilgileniyorlar. Hiçbir şeyimiz az değil aşırı şükür."

"Sokakta bulduğum gazetelerin bulmacasını yırtıp alıyorum"

Kitap okumayı, bulmaca çözmeyi aşırı sevdiğini dile getiren Nigar Çelik, güre yaşta eşini kaybettiğini, nice aha fiilen ayakları üstünde durduğunu anlattı.

Çelik, "Okulu haricen tamamladım güçlükle aşırı im okudum. Kitap okumayı aşırı sevdiğim düşüncesince hala okumaya bitmeme ediyorum. Sokakta bulduğum gazetelerin güçlü bulmacasını iptila yazar yırtıp alıyordum, evde çözüyordum. Yeni söz ezberlemeyi sevdiğim düşüncesince evlatların okuldaki sözlüklerini saklıyorum, oradan kelimelerin anlamlarına bakıyorum." dedi.

Teknolojinin hayır yönleri bulunduğu denli kullanmayı bilmeyenlerin iletişimini biçimsiz etkilediğini tamlayan Çelik, gençlerin telefon, elektronik beyin kabil teknolojik ürünlere dalarak yaşlılardan kopmuş yaşamaması önerisinde bulundu.

Çelik, "Teknoloji, kullanmasını bilene şişman birlikte iyilik fakat aklık kullanamıyorsan hayatınızı biçimsiz etkiliyor. Gençler telefonu birlikte dakikalığına bırakıp etrafa bakmalı, yaşlılara ihtiram göstermeli. Bir gündüz evime misafirlerim gelmişti. Herkes almış eline telefon birlikte köşede oturuyordu. Baktım kimesne birbiriyle lakırtı etmiyor, telefonla ilgileniyorlar. Onlara, 'Eğer telefonla görüşecekseniz ego başka odaya geçeyim, buraya telefonla konuşmaya mı geldiniz yok ise benimle oturmaya mı?' dedim. Anladılar tabii, telefonu bıraktılar ellerinden." diyerek konuştu.

"Yaşlıya ihtiram etmeli, ihtiram göstermeli"

Ailelerin çocuklarını yetiştirirken ihtiram aşılaması icap ettiğinin altını çizen Çelik, şu tavsiyelerde bulundu:

"Bazı ergenlerde saygının kalmadığını görüyorum ve aşırı üzülüyorum. Kim olursa olsun, icap bitişik icap evdekiler olsun, yaşlıya ihtiram etmeli, ihtiram göstermeli. Sevmeyebilirsin, hoşlanmayabilirsin güçlükle birbirimizi addetmek zorundayız, okkalı peyda eylemek zorundayız. Ne ekersen onu biçersin, erte da sana anca davranacaklar. Tabii bu az buçuk da yetiştirme tarzıyla alakalı. Her obje ailede başlıyor. Anne ve babalar çocuklarına yaşlıya, büyüye saygıyı öğretmeli, kendileri de ihtiram gösterip kalıp olmalı."

Özellikle buğulu bireylerin konuşmaya gerekseme duyduğunu tamlayan Nigar Çelik, görüşme çağrısında bulunarak, laflarını şu şekilde tamamladı:

"Yeğenim kalın pıtrak ziyaretime geliyor, onu 'Kır çiçeğim' diyerek seviyorum. Bir isteğim olup olmadığını soruyor, aşırı bahtiyar oluyorum. İnsan ayrı ayrı yüzler değerlendirmek istiyor, ayrı ayrı kişilerle yârenlik eylemek istiyor. Gençler bizi ziyarete gelsin. Bizim rastgele birlikte ihtiyacımız yok, birlikte obje istemiyoruz. Yiyeceğimiz, içeceğimiz elhak buradan mükemmel karşılanıyor. Ancak ziyaretçiler gelirse onlarla konuşalım, dertleşelim. Tek istediğimiz bu."

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?