Yaşam

Çanakkale gazisi dedesinin anılarını yazdığı üç romanda yaşatıyor

Çanakkale Cephesi'nde fariza fail sıhhiye çavuşu gazi Ömer Harmanda'nın torunu mütekait öğretmen, annesinden dinlediği dedesinin savaş anılarını, hasılatını martir ailelerine bağışlayacağı üç kitapta topladı.

Çanakkale gazisi dedesinin anılarını yazdığı üç romanda yaşatıyor
18-03-2022 12:58
Burdur

Çavdır kazasının Ambarcık köyünde 1897'de doğan Ömer Harmanda, Çanakkale ve Kurtuluş Savaşı cephelerinde 9 sene askeriye yaptı, sıhhiye çavuşu olması nedeniyle gaileli ve pestil askerlerin otama sürecinde fariza aldı.

Vatani vazifesini 9 senenin böylecene tamamlayarak köyüne dönen sıhhiye çavuşu Harmanda, vefatına derece eşine ve çocuklarına, cephede güzeşte yıllarını, çektikleri sıkıntıları, üzüntüleri, yokluğu, mücadeleyi ve Türk ordusunun kahramanlığıyla mevrut zaferi anlattı.

Annesi ve anneannesinden duyduğu Çanakkale hikayeleriyle büyüyen 62 yaşındaki Neriman Şimşek Mıhladız, 24 salname öğretmenliğinin peşi sıra 10 sene domestik birlikte gazetede kenar yazarlığı yaptı.

Yazmanın tadına vasıl Mıhladız, gençken annesinin anlatımları esnasında almış olduğu notları ve derlediği muayeneleri zamanı gerçekliğe akla yatkın yerine kitaplaştırmaya değişmeyen verdi.

Kovid-19 salgınının peşi sıra evde kalmış olduğu saat artınca yazmaya henüz aşırı ciddiyet verici Mıhladız, dedesinin cephedeki anılarını "Pelit Ekmeği", "Mısır Ekmeği" ve "Buğday Ekmeği" ismini verdiği üç romanda anlattı.

Yıllarca cephede pestil icra vekili ve yiğitlik aylığını onama etmeyen birlikte dede

Gelirini martir ve gazi yakınlarına bağışlayacağını kitapların önsözünde tamlayan Mıhladız, senelerce cephede pestil icra vekili ve yiğitlik aylığını onama etmeyen dedesine müstahak birlikte torun edinmek istiyor.

Mıhladız, AA muhabirine, bilgilerin, yaşanmışlıkların, anıların doğacak nesillere kalıt bırakılması düşüncesince kitap yazdığını söyledi.

Birinci ve ikinci kuşaktan fasile büyüklerinin Birinci Dünya, Çanakkale ve Kurtuluş savaşlarına delil bulunduğunu özetleyen Mıhladız, yaşanmışlıkların kitaplarına kaynaklık ettiğini aktardı.

"Koskoca Çanakkale Boğazı günlerce kıpkırmızı aktı kızım"

Annesinin, 1960'da gazi dedesinin ölümünden sonradan devir zamane Çanakkale Türküsü'nü söyleyip ağladığını dile getiren Mıhladız, "Ben de sorardım 'Anne neden ağlıyorsun?' niteleyerek o da 'Deden bu türküyü söyler söyler ağlardı.' derdi." ifadesini kullandı.

Annesinden duyduğu en delici dedesinin anlattığı anılarından birinin 'Koskoca Çanakkale Boğazı günlerce kıpkırmızı aktı kızım." demesi bulunduğunu vurgulayan Mıhladız, "50 sene sonradan biriktirdiğim bu anıları, torun yerine dedeme borcumu ödemeliyim niteleyerek kaleme aldım." dedi.

"Dedemin öyküsü beni aşırı hüzünlendiriyor"

Mıhladız, Çanakkale'ye gittiğine, dedesinin savaştığı bölgeleri yegâne hiç gördüğüne yer vererek şu şekilde konuştu:

"Çanakkale'de savaş aşırı korkunçmuş. Bir de dedem şurası anlatırmış; 'Biz o derece imanlı merhametliyiz ki savaş meydanında gaileli bulunan rastgele renkten kişiye baktık. Orada rengarenk ayrı ayrı ırklardan insanoğlu vardı.' dermiş. Dedemin öyküsü beni aşırı hüzünlendiriyor. O seneler o derece korkunçmuş ki savaş yetmemiş birlikte de çekirge istilası olmuş, yemeklerini de çekirgeler yemiş. Erkekler harbe gittikten sonradan geride artan hanımlar kendileri yemeyip içmeyip, grup yetiştirdikleri rastgele şeyi cepheye göndermişler. Kadınlar da arkada canla başla savaşmış. Karasabanın uğrunda hanımlar toprak sürmüş. Meşe ağacından topladıkları pelitten icra ettikleri ekmeği, yetiştirdikleri mısırı, buğdayı cepheye göndermişler. Yokluğu ve çaresizliği anlattığım düşüncesince kitaplarıma ekmek isimlerini verdim."

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?