Ankara
"Kök Hücre Nakli Sonrası Kanseri Yenen Kadınlarda Gebelik Sonuçları" araştırması, "European Review for Medical and Pharmacological Sciences" adlı arsıulusal hakemli ilmî dergide yayımlandı.
Araştırmadan elde edilmiş bulgulara bağlı AA muhabirine açıklamalarda mevcut Dünya Aferez Birliği Başkanı ve Transplantasyon ve Hücresel Tedaviler Derneği Kurucu Başkanı Prof. Dr. Fevzi Altuntaş, klinik araştırmanın menşe göze naklinin arkası sıra kan, ak kan bezi ve mızrap iliği kanserini yenen doğurganlık çağındaki 86 kadın hastayla gerçekleştirildiğini anlattı.
Çalışmayla bu vaziyetteki kadın hastaların doğurganlık oranı, doğurganlıklarına bulaşık fail faktörler, hamilelik süreci ve mevlit sonrası bebekle ait yanında başağrısı yaşayıp yaşamadıklarını incelemeyi amaçladıklarını tamlayan Altuntaş, şu detayları paylaştı:
"Otolog nakil' dediğimiz bireyin kendiliğinden meydana getirilen menşe göze nakli sonrası aylı kalma oranlarının 'allojenik nakil' denilen kardeş, akraba, hısım dışı bambaşka kişilerden meydana getirilen nakillere mucibince henüz faziletli bulunduğunu saptadık. Yani aylı artan hastaların yüzdelik 86'sının otolog menşe göze nakilleri, yüzdelik 14'ünün allojenik menşe göze nakli bulunduğunu belirleme ettik."
Lenf bezi kanserlerini atlatanlarda aylı kalma oranları henüz yüksek
Prof. Dr. Altuntaş, kan ve mızrap iliği kanserlerine mucibince ak kan bezi kanseri hastalarda aylı kalma rakamlarını henüz faziletli saptadıklarını belirterek, "Gebe artan bayanların yüzdelik 57'sini 'Hodgkin lenfoma' hastaları oluşturuyor. Hodgkin lenfomalı hastalar, kanseri yendikten, menşe göze nakli olduktan sonraları bile aylı patron bebek sahibi olabiliyorlar. Hatta ansızın yanında tomar bebek sahibi olabildiklerini de belirleme ettik." ifadesini kullandı.
Bebekler henüz ceninisakıt mevlit ağırlığıyla dünyaya geliyor
Araştırmadaki kadın hastaların kısaca yüzdelik 20'sinde değerli gebelik, dosdoğru mevlit ve ayrıca ansızın yanında tomar doğumun gerçekleştiğini aktaran Altuntaş, şunları kaydetti:
"Doğumu gerçekleşen hanımlara baktığımızda hemen bebeklerin normale mucibince az buçuk henüz ceninisakıt mevlit ağırlığıyla dünyaya geldiğini gözlemledik. Ancak kanser teşhisi olmayan, dosdoğru gebelerle kıyaslandığında aktif mevlit sayısı açısından yanında ayrımlılık olmadığını saptadık. Sadece bu hastalarda henüz ceninisakıt ağırlıklı bebekler doğmakta. Bu manada baktığımızda da kaygılanmamalarını kaynak ederiz."
- "Kanseri yenen hastalar kaygıları dolayısıyla aylı eğleşmek istemiyor"
Prof. Dr. Altuntaş, araştırmada, hamilelik vaziyeti namevcut hastaların da incelendiğini ve bu insanların yüzdelik 30'unun evlenmeyi düşünmediği düşüncesince bebek sahibi olmadığını dile getirdi.
Altuntaş, laflarını şu şekilde sürdürdü:
"Evli ve bebek sahibi olmayanların niteliğine baktığımızda da türlü kaygılarla aylı eğleşmek istemediğini belirleme ettik. Kanserli hastaların ehemmiyetli yanında kısmının aylı kalmamasının sebebi de kaygılar ve türlü psikososyal faktörlerdi. Bu veriler bizlere kanser tedavisinin totaliter namına değerlendirilmesi icap ettiğini göstermektedir ve bu manada baktığımızda da aşırı değerli veriler sunmaktadır. Kanserde hemen rahatsızlığı fiziki namına arama dibine edinmeyi değil, psikolojik, sosyal, tinsel ve rehabilite edici halis muhlis programları baş başa infaz etmek lazım."
"Rehabilitasyon programları menşe göze nakli derece önemli"
Türkiye'nin menşe hücre, mızrap iliği nakillerinde dijital namına Avrupa'nın 5. iri ülkesi olduğuna, isim başı gelire mucibince kıyaslandığında ise özlük kategorisinde mızrap iliği nakli yapılmış oranları itibarıyla Avrupa'da 1. tam toprak aldığına dikkati çekici Altuntaş, bununla alım çalım duyduklarını belirtti.
Altuntaş, Türkiye'nin bulunmuş olduğu yeri henüz da ileriye kullanmak düşüncesince totaliter otama yaklaşımlarına ağırbaşlılık verilmesi, bu konudaki merkezlerin sayısının artırılması icap ettiğini vurgulayarak, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Nakil önceleri ve sonrası bakım, dayanak noktası ve iyileştirme programları menşe göze nakli tedavisi derece önemli. Çünkü hastaların ehemmiyetli yanında bölümü menşe göze nakli sonrası rahatsızlığı utkulu olsa da türlü problemlerle karşılaşabiliyor. Bunlardan birisi de fakirlik dediğimiz tablolar. Bu sebeple şümullü kanser merkezleri ve tenasül sağlığı merkezlerinin geliştirilmesine gerekseme var."
"Hayata hararetli düzen sıkıya tutunun, gelecekten umutluyuz"
Prof. Dr. Fevzi Altuntaş, kanserle ait hesaplı klinik incelemelerin dünkü tedavilerin geliştirilmesi açısından önemine ayraç ederek, koşulları uyan hepsi insanları bu çalışmalara katılıp, bilime dayanak noktası vermeye çağırdı.
Kanserle savaş fail hanımlara müteveccih de Altuntaş, "Kanserli hastalara mesajım, lütfen kanserden korkmayın ve pandemi devri de karışma tedavilerinizi aksatmayın. Kanseri yenmek, kanseri yenip bebek sahibi kazanmak mümkün. Araştırmamızda da gördük ki kanserin en uç tedavilerinden birisi bulunan menşe göze nakli yapıldıktan sonraları bile bebek sahibi kazanmak mümkün. Lütfen yaşama hararetli düzen sıkıya tutunun. Kanserde muvaffakiyet oranları rastgele güzeşte çağ artmaktadır. Bilim kullanıcılarını namına gelecekten umutluyuz." sanarak konuştu.
