![Gündüz tespih taneleriyle şeb ezanı duyma gösterisiyle Allah'ı zikrediyor](https://www.megahaber61.com/files/uploads/news/default/gunduz-tespih-taneleriyle-aksam-sema-gosterisiyle-allahi-zikrediyor.webp)
Konya
Kültür ve Turizm Bakanlığı Konya Türk Tasavvuf Müziği Topluluğu içerisinde duyma meşk fail Özkan Gültepe, bu sene "İrfan Vakti" temasıyla planlı Mevlana'nın 748. Vuslat Yıl Dönümü Uluslararası Anma Törenlerinin içsel coşkusunu yaşıyor.
Tasavvuftaki noktayı ve içsel öneminden etkilenerek tespih hazırlamaya süregelen 42 yaşındaki Gültepe, akşama derece el emeğiyle işlediği taneleri sabırla yekdiğeri peşine diziyor.
Atölyesindeki mesaisinden sonradan da Şeb-i Arus etkinliklerine hazırlanmakta olan Gültepe, geceleyin ezanı da "Mevlevi Ayini Şerifi"nde çalışanı oluğu semazen topluluğuyla duyma yürütme ediyor.
Gültepe, AA muhabirine, 13 yaşından buyana duyma meşk ettiğini, 11 senedir da tespih ustalığı yaptığını söyledi.
Bulunduğu camiada tespih ve tesbihatın aşırı ehemmiyetli birlikte yere cemaat bulunduğunu tamlayan Gültepe, tespihe ilgisinin ve sevgisinin önemsiz yaşlarından geldiğini dile getirdi.
Tespihin kuruluş serüvenini aşırı delici bulduğunu kaydeden Gültepe, "Tespihe 'aksesuar' deniyor lakin bizlere layıkıyla anca değil tabi. Bir şeye biçim veriyorsunuz. Mesela amut tespihleri düşünürsek, kütük demir şeklinde alıyorsunuz, önemsiz bayağı bölüp deliyorsunuz. Sabırla meydana getirilen birlikte bilinçlilik ve sonucunda de heyecanla ne çıkma diyerek bekliyorsunuz. Bu beni aşırı cezbediyor." diyerek konuştu.
"Tespih de insanoğlu da biçim vere vere en dobra vaziyetini alıyor"
Tespihin maddesel ve insanoğlunun ise içsel şekillenişini birbirine benzeten Gültepe, şöyleki konuştu:
"Ağaç haricen aşırı dobra görünüyor, kesiyoruz, içi çatlak, geçersiz çıkabiliyor. Bu manidar birlikte şey. Hayatta da olmaktadır hakeza şeyler. Bir kişiye baktığın devir haricen aşırı dobra görünebiliyor lakin içi anca olmayabiliyor. Ya da en akıbet parlatma evresinde birlikte çatlama ortaya çıkıyor ve o taneyi eliyoruz. Bu da manidar birlikte şey. Diğer yandan da tespih malzemesini törpülemek, sert tabiriyle yontmak, biçim vermek, insanoğlunun çirkin huylarından, nefsinin çirkin arzularından arınmasıyla benzeşir. Tespih de insanoğlu da biçim vere vere en dobra vaziyetini alıyor.”
Gültepe, tespihin imal sürecini, Hz. Mevlana'nın insanoğlunun ruhi biçimlenme periyodunu özetleyen "Hamdım, piştim, yandım" lafıyla de benzeştirdiğini anımsattı.
Gültepe, şöyleki bitmeme etti:
"Tespihin içsel anlamını kelimelerle açıklama etmemiz aşırı çetin tabii lakin tespih ve tesbihat aşırı önemlidir. Allah'ı zikretmekte beğenilen birlikte araçtır ve içsel adına gönüldeki birlikte hisleniş, içsel birlikte hazdır. Sema ederken ayağımızla rastgele çark attığımızda Allah'ı zikrederiz. Akşama derece tespihle elimizde yaptığımız zikri, duyma meydanında ayağımızla çark atarak yaparız. Bu paralellik de bizlere aşırı manidar sağlık ve bu tespih ustalığı hikayemizde de bizi aşırı etkileyen birlikte hadisedir."
Sema ederken ise kelimelerle tabir edemeyeceği duygulara büründüğünü özetleyen Gültepe, şunları kaydetti:
"Çok hususi hissiyat yaşıyoruz. Anlatılması akıllıcasına değildir lakin aşırı parlak duygulara büründüğümüzü söyleyebilirim. Hatta Mevlevi büyüklerinin şöyleki birlikte lafı vardır: 'Gören sanır ki safadan sema'-ı rah ederim, mütedavil sermaye kebap sermaye mütedavil sermaye kebap bakarım kuy-i yare ah ederim.' Dışarıdan görünenlerden bambaşka içre aşırı ayrı ayrı hissiyat oluyor."