Mersin
Mersin Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Sanat Tarihi Bölümünden izinli bulunan 23 yaşındaki Elif, öğretim üyesi olma hayaliyle ayrımsız bölümün Türk-İslam Sanatları dalında başladığı yüksek lisans öğrenimini sürdürüyor.
İlçenin 1200 rakımındaki Kayrak Mahallesi'ne kurmuş oldukları Yörük çadırında canlı dinç kız, hayvancılık işleyen ailesine de dayanaklık etmek oluyor.
Akçivi, sabahın geçmiş ışıklarıyla gözünü açmış olduğu çadırda annesine işlerinde iane ettikten sonradan inatçı ve koyunları otarmak düşüncesince dağları, tepeleri arşınlıyor.
"Kültürümü kişilere bildirmek düşüncesince yola çıktım"
Yüksek lisans hatim tezini çadırına taşımış olduğu kitaplar ve öğüt notlarıyla yapmaya etkin Yörük kızı, yersiz zamanlarında çekmiş olduğu videoları da toplumsal medyada paylaşarak kültürünü tanıtmaya çalışıyor.
Elif Akçivi, AA muhabirine, senenin 4 mevsimini ailesiyle yaylalarda geçirdiklerini söyledi.
Kültürünü takdim etmek düşüncesince akademisyenliği hedeflediğini tamlayan Akçivi, "Sanat zamanı bölümünü okudum. Herkes 'Bırak o bölümü, tek nesne olmaz, gel babanın birlikte otur, evlenir gidersin.' diyordu ancak kısmı bırakmadım, bırakmayı da düşünmüyorum. İşim mümkün yada gayrimümkün benim düşüncesince aşırı ehemmiyetli değil. Zaten burada işim var. Eğitim hayatıma bitmeme edeceğim. Sırf param yahut mesleğim olsun sanarak değil kültürümü hayattaki kişilere bildirmek düşüncesince yola çıktım." sanarak konuştu.
Akçivi, doğayla iç içe hayata devam etmenin namına geçim ve talih getirdiğini, dünyayı seyran hayalini birlikte güneş gerçekleştireceğine inandığını anlattı.
Yorucu olsa da hayvancılığı aşırı sevdiğini dile getiren Elif Akçivi şu şekilde konuştu:
"Her nesne kitaplarda öğrenilmiyor, az buçuk içerisine tahavvül etmek gerekiyor. Bunun eğitimime de katkısının bulunduğunu düşünüyorum. Kendimi çelimli hissediyorum. İnsanlar da kabullenmeye başladı. Kızların okumasını istiyorum. Bölümlere yersiz şekilde bakmasınlar, neyi istiyorlarsa onu okusunlar. İleride kesinlikle birlikte şeyi başarırlar. Çobanlık esasta aşırı zor. En küçük dikkatsizlikte derinti kaybolabiliyor yahut kurtlar hayvanları kapabiliyor. Onca insanoğlu birlikte derinti nesne başarıyor. İnsanların ne söylediğine aldırmıyorum. Kendimi ne elleme hissedersem o yolda ilerleyeceğim. Kötü birlikte nesne yapmıyorum, özlük emeğimle birlikte yere gelmeye çalışıyorum."
"Görmeyi, bakmayı bildikten sonradan bahtiyar olursunuz"
Akçivi, Yörük kültüründe kadının ön planda olduğunu, günce işlerin şişman birlikte yönünü annesiyle üstlendiklerini aktardı.
Şehir yaşamındansa doğayı yeğleme ettiğini vurgulayan dinç kız şunları kaydetti:
"Şehir yaşamı, mestur birlikte kutunun içinde hayatta olmak gibi. Biz burada gökyüzünü, güneşin doğuşunu ve batışını izliyoruz, kuşların sesini dinliyoruz. Birçok şeyi hissederek yaşıyoruz. Şehirde anca değil, sabahleyin gidiş geliş sesiyle uyanıyorsunuz, geceleri saatin farkına varmadan uyuyakalıyorsunuz. Bence, mestur kutuda yaşamaktansa hakeza elleme ortamda hayatta olmak henüz iyi. İnsanlar kentte bahtiyar değil, ego de kaldığımda bahtiyar değildim, sıkılıyordum. Burada hariç çıktığımda pisik köpekle oynuyorum moralim adına geliyor. Belki burada herhangi birlikte nesne elimin altında değil, herhangi birlikte şeyi alamıyorum ancak olsun, mutluyum. Mutlu olduğum şeyi yapıyorum. Benim düşüncesince de en önemlisi bu. Toprakla birlikte kez değinme ettiğinde yer insanı bahtiyar eder. Görmeyi, bakmayı bildikten sonradan bahtiyar olursunuz."
Elif Akçivi, lisansüstü öğrenimini sürdüreceğini laflarına ekledi.
