Kayseri
Merkezi Kayseri'de mevcut Doğal Hayatı Koruma Derneği'nin umumi başkanı Nuh Mehmet Yakuter, Mayıs 2020'de sol göt yukarı uyluk alanında 30 santim uzunlukta 10 santim kadar kabarıklık oluşan kızını hastaneye götürdü.
Kayseri kent Hastanesinden Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Çocuk Hematoloji Bölümüne irsal edilen ve burada "yumuşak doku kanseri" tanısı konulmuş olan Azra'nın bedenindeki yığın Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesinde alındı.
Vücudu kanserli hücrelerden arındırılan ve aradan güzeşte endamsız müddette baştan sağlığına kavuşarak kanseri yenen Azra'nın rutin araştırmaları bitmeme ediyor.
Zor günleri geride bırakan baba-kız, 4 aydır zamanı ortak konakta, dünkü yüz koronavirüs (Kovid-19) salgını dolayısıyla izole biçimde yaşıyor.
%2Fazrakanser3.jpg)
Kemoterapi sürecinde dökülen saçları baştan çıkmaya başlamış olan Azra Yakuter, kısaca 1,5 senedir ayrı kalmış bulunduğu arkadaşları ile öğretmelerine baştan karşılaşmak istiyor.
Azra Yakuter, AA muhabirine, otama sürecinde iştahının kapandığını, saçlarının dökülmesine aşırı üzüldüğünü fakat iyileştiği düşüncesince aşırı bahtiyar bulunduğunu söyledi.
Okulu ve dostlarını özlediğini tamlayan Yakuter, "Pandemide doğrusu okula gidemedim. Bu sebeple şimdi aşırı özledim. Arkadaşlarımla ortak araya gelip, öğretmenlerimle ibret işlemeyi özledim. Hayvanları seviyorum, köpeğim var. 15 kedim var. Onları seviyorum. 18 yaşına erişince otomobil değdirmek istiyorum." diyerek konuştu.
%2Fazrakanser2.jpg)
"Doktor, 'her şeye mücehhez olun' dedi"
Nuh Mehmet Yakuter ise Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Hematoloji Bölümünde kızına kanser tanısı konulduğunda adeta yıkıldığını anlatım etti.
Bu süreçte kızının elden kimyasal otama ilaçlarına başlandığını ve saçlarının döküldüğünü özetleyen Yakuter, "Doktor, 'her şeye mücehhez olun' dedi. 'Yiyemeyecek, içemeyecek, ağzı çıban olacak, sağında solunda çıban çıkacak' dedi. Buna şimdi da aşırı üzüldüm, yıkıldım. Tedaviye başlandı. Saçları dökülmeye başlayınca ortak ata adına şimdi faza üzüldüm." dedi.
Yakuter, 3-4 ay uykusuz kalmış bulunduğu geceler bulunduğunu ve çocuğunu örgensel ürünler ile desteklediğini dile getirerek, şunları kaydetti:
"Bakımını elleme ortak biçimde yapınca muharebeye aceleci ortak biçimde girmiş olduk. Yaklaşık 7-8 ay rastgele hafta kimyasal otama ilaçlarını aldı. Sonra o yığın ölmüş bir vaziyete geldi. Kayseri'de ameliyatını yapamayacağımızı öğrenince Hacettepe Üniversitesine başvurduk. Burada 30 santim büyüklüğündeki yığın alındı. Baba-kız Doğal Hayatı Koruma Derneği'nde kısaca 4 aydır kamptayız. Salgından çevre onu hem abstraksiyon etmek, insanlardan ırak avlamak bununla ortak muafiyet sisteminin yıkılmaması düşüncesince zamanı ortak konağın süresince dinlenme kampı yapıyoruz. Özellikle Kovid-19 kapabilme olasılığı faziletli bulunduğu düşüncesince abstraksiyon etmiş olduk."
Kızının esenlik durumunun şu anda elleme bulunduğunu anlatım fail Yakuter, "Saçları baştan çıktı. Azra benim kahramanım, kanseri yenen ortak çocuk. Baba-kız beraberce kucakladık kanseri. Kanser yenilmez ortak bilinçlilik değil, behemehâl yenebiliriz. Yeter ki inanalım, muhabbet gösterelim. Azra ile hususi ortak muhabbet bağımız vardır, aşırı duygusalızdır. Uykumun ortada ne derseniz uyanmam fakat Azra 'baba' söylediği devir sebep hızıyla kalkarım. Ne gereksinimi var ise görürüm." diyerek konuştu.
Kemoterapi sürecinde güç eyyam geçirdiklerini, ortak ten ortak mızrap küsurat kızını görür görmez aşırı üzüldüğünü ve camiye tedricen 15 dakika ağlayıp afsun ettiğini aktaran Yakuter, inançlarını tek devir kaybetmeden baba-kız kanseri yendikleri düşüncesince aşırı bahtiyar olduklarını laflarına ekledi.
