İstanbul
Mehmet Eymen Ulukut, Galatasaray Lisesi, Sorbonne Üniversitesi, toplum bilimi doktorası ile gazetecilik ve muharrirlik mesleklerini sığdırdığı 73 salname yaşamının Darülaceze'deki günlerinde de kitaplarla sefer arkadaşlığı yapıyor.
Nişantaşı'nda 1949'da doğan Ulukut, kimya mühendisi müşterek babanın ve ev kadını müşterek annenin biricik çocuğuydu. İlkokul, rüştiye ve liseyi Galatasaray Lisesi'nde tamamladı.
Sorbonne Üniversitesini burslu kazanarak, toplum bilimi tahsili karşıcı ve arkası sıra doktorasını bütünler Ulukut, gazetecilik mesleğini yürütme ederken müşterek yandan da makaleler ve kitaplar yazdı.
Ulukut, Fransa'da yaşamının aşkını buldu ancak İstanbul'da kaybetti, 68 vakalarını Paris'te, 12 Mart Muhtırası'nın neticelerini ise İstanbul'da yaşadı, müşterek kitabı Türkçe'ye çevirilmiş bulunduğu düşüncesince 1,5 sene delik yattı.
"Galatasaray Lisesi'nde aşırı elleme hatırat biriktirdim"
Ulukut, 2. Abdülhamit çeşidinden 31 Ocak 1896'da hizmete maruz Darülaceze'nin yapı sene dönümünde, AA muhabirine, gerileyiş ve çıkışlarla meşbu hayat öyküsünü anlattı.
Galatasaray Lisesi'nde aşırı elleme hatırat biriktiğini tamlayan Ulukut, rüştiye yıllarında Türkiye'nin en ehemmiyetli temaşa sanatçılarından Ferhan Şensoy ile tanıştığını, henüz sonraları Şensoy'un liseyi dönmek düşüncesince memleketi Samsun'a gittiğini söyledi.
Lise yıllarında Fransızca, ikinci anahtar kendisine İngilizce de öğrendiğini aktaran Ulukut, yaşamının seyrinin İstiklal Caddesi'nin girişinde mevcut Fransız Konsolosluğu duvarındaki panoda toprak düzlük ilanla değiştiğini söyledi.
Ulukut, ilanda Türkiye'de, Fransızca yetişek verici kolejlerdeki öğrencilerin, Fransa'da burslu darülfünun okuyabileceğinin yazdığını aktararak, şu şekilde bitmeme etti:
"Bu fırsatı kıymetlendirmek düşüncesince doğrudan konsolosluğun düzenlemiş bulunduğu sınava girdim ve Sorbonne Üniversitesini burslu kazandım bununla ortak birincilikle. Sınavın arkası sıra Paris günleri başladı. Elimde dü valizle üniversitenin kapısına gittiğimde, memur 'giremezsiniz' diyerek durdurdu. Meğer üniversitede boykot varmış, 1968 olaylarının ilkin kıvılcımı Sorbonne'da başlamış. Benim yetişek hayatım mükemmel da bu çağa emsal geldi. Hatta o devirde üniversitedeki vakalara ego de katıldım."
"Le Monde gazetesinde makaleler yazdım"
Üniversitede hadisat bitmeme ederken müşterek Türk arkadaşıyla pansiyonda göz kiraladıklarını dile getiren Ulukut, "Olaylar zımnında üniversitede yetişek yapılamıyordu. Ona karşın ego rastgele sabahleyin okula gidermiş kadar sayaç 08.00'de pansiyondan çıkıp, kütüphaneye giderdim. Bu boyut 2 sene sürdü. Olaylar bitince kazandığım departman bulunan toplum bilimi eğitimine başladım. Bugün güçlü unutamayacağım, aşırı değerli hocalarım oldu. Sosyoloji diplomamı aldıktan sonraları doktoramı tamamladım." ifadelerine toprak verdi.
Ulukut, doktorasını yaparken Le Monde gazetesinde Orta Doğu ile ait makaleler yazmaya başladığını dile getirerek, şunları söyledi:
"Paris'te o senelerde gazeteler gece ezanı 20.00-21.00'de bağlanırdı, 22.30'da çıkardı. Çünkü orada döner vardı, oysaki burada gazeteler elle diziliyordu. Doktora biterken Nicole isminde müşterek Fransız kadınla tanıştım ve onunla beraberce 1971'de Türkiye'ye döndüm. Biz Türkiye'ye gelmeden 4 ay ilkin 12 Mart Muhtırası olmuştu. Bu sebeple kız arkadaşımla beraberce İstanbul'a geldiğimizde havaalanında geçişlik kontrolünün arkası sıra derinliğine müşterek müddet bekletildik. Askerler bizi aldıklarında, 'Hayırdır ne oldu?' diyerek sordum. Paris'te çeviri ettiğim Friedrich Engels'in, 'Doğanın Diyalektiği' kitabının Türkiye'deki haram yayınlardan bulunduğu ve o nedenden bekletildiğim söylendi. Bir anda kendimi cezaevinde buldum. Kitap çevirmekten 1,5 sene delik yattım."
"Nicole ile birbirimizin gözüne üzerine konuşurduk"
Ulukut, talihsizliklerin yakasını müşterek ayrışık bırakamadığını belirterek, şu şekilde bitmeme etti:
"Tam hapisten çıktım, tamamı mesail bitti, kız arkadaşımla bundan böyle geleceğe çevrilmiş projeler yapmaktayız derken Nicole, 'Fransa'ya döneceğim' dedi. 'Niye?' diyerek sorduğumda, 'Mecburum.' dedi. Ne yaptıysam müşterek ayrışık kalmaya kandırma edemedim. O gittikten sonraları derinliğine müşterek müddet kendimi toparlayamadım. Birgün Nicole'ün annesinden telefon geldi ve 'Nicole'ü kaybettik.' dedi. Meğer Nicole, çocukluğunda kan kanseri olmuş. İstanbul'da bu gene nüksedince bana ağırlık olmamak düşüncesince Paris'e deveran sonucu almış. Bu ateş telefon konuşmasının arkası sıra doğrudan Paris'e gittim ancak cenazesine güçlü yetişemedim."
Bu ateş olayın arkası sıra dünyasına kimseyi almadığını ve müşterek henüz on paralık evlenmediğini dile getiren Ulukut, "Çünkü Nicole'ün yerini kimesne dolduramadı, o on paralık konuşmadan bakışarak anlaşabileceğim biriydi. Birbirimizin gözüne üzerine konuşurduk. Benim düşüncesince hayat yoldaşıydı. Onunla yaşadığımız diyalogsuz diyalogu kimsede bulamadım." dedi.
Ancak yaşamın bitmeme ettiğini ve yaşamış bulunduğu acılardan kaçmak düşüncesince kendini işine verdiğini özetleyen Ulukut, Yeni Ortam ve Cumhuriyet gazetelerinde yazamaya başladığını söyledi.
Gazeteciliğe bitmeme ederken eser da yazdığını özetleyen Ulukut, o devirde müşterek arkadaşı ile beraberce "Mont Pelerin Küresel Sermayenin Beyni" ünlü kitabı kaleme aldığını kaydetti.
"Darülacezede dü senedir kitaplarla yaşıyorum"
Ulukut, ailesinin biricik evladı olduğunu, bu nedenden kimsesinin bulunmadığını belirterek, Darülaceze ile yollarının kesişme periyodunu şu şekilde anlattı:
"Bir devir Caddebostan'daki evimde koltukta oturmuş, olup bitenleri dinliyordum, yassı diyerek yere yığıldım. O yetkin kafam sehpaya çarpmış. Ağzımdan, burnumdan kanlar gelmiş, bellek kanaması geçirmişim. Allah'tan apartman görevlisinin servis saatiymiş, benim zile basıyor, kapıya vuruyor. Ses çıkmayınca müşterek aksilik bulunduğunu anlamışlar, kapıyı gücün açıp, hastaneye kaldırmışlar. Hemen ameliyata almışlar. Hastanedeki tedavinin arkası sıra da Darülaceze'ye getirdiler."
Ulukut, dü senedir Darülaceze'de yaşadığını, buradaki günlerinin henüz aşırı kütüphanede geçtiğini söyledi.
Bir veya dü arkadaşının bulunduğunu tabir fail Ulukut, "Zira at yarışı veya spordan konuşmayı sağlam sevmiyorum. O nedenden dost bulmada zorlanıyorum. Ben de en aşırı sevdiğim toprak bulunan kütüphanede kitaplarla hengâm geçiriyorum. İnternetten acemi çıkan kitapları izlem ediyorum, onları listeliyorum ve realizasyon etmeye çalışıyorum." diyerek konuştu.
Darülaceze'de hayat şartlarının elleme olduğunu, gençlerin ziyaretlerinin çıkarlarını aşırı bahtiyar ettiğini dile getiren Ulukut, "Gençlere kaynak vermeyi sevmiyorum zira her insanın alternatifini bulma çeşidi farklıdır. Herkes bilmiş bulunduğu yoldan gitsin. Ama gani dolgunca eser okusunlar isterim, zira kitaplar değişik düşünmeyi öğretiyor. Okumak aşina olmak değil, onu da katlanmak lazım." değerlendirmesinde bulundu.