Yalova
Yalova'da o çevrim domestik matbuat ve belediyenin matbuat ünitesi çalışanları, öz acılarını unutup ailelerini sakıncasız yerlere bıraktıktan sonraları foto makinesi ve kameralarını alarak görevlerini yaptı.
Günlük piyasaya çıkan domestik ortak gazetenin muhabirliğinden zor Bülent Güler, AA muhabirine, sayaç 03.02'de yaşanmış bulunan deprem felaketinde bölgenin iri sıkıntılar yaşadığını söyledi.
"Depremde yalnızca binaların sallandığını zannederdik lakin çoğumuz evlerimizde hopladık zıpladık, namüsait döndük. Sarsıntının bitimiyle evvel ilkin yakınlarımızdan malumat almaya çalıştık." diyen Güler, çağ aydınlandığında gazete binasına geldiklerini anlattı.
Mesai dostlarıyla acılarını ortak yana bırakıp görevlerini hazırlamaya çalıştıklarını tamlayan Güler, şöyleki bitmeme etti:
"Gazetemizin patronu merhum Hikmet Yurdagül bizi ortak araya biriktirerek 'Gazetecinin kederli haset olamaz, çoğumuz görevimizi hazırlamaya bitmeme edeceğiz' dedi. Bizler makinelerimizi aldık ve bilgelik dercetmek kıl payı şehri dolaşmaya başladık. Araç bulma şansımız yoktu. Ayrıca enkazdan ekolojik ortam metodlar da kapalıydı. Elektrik yoktu. Filmli makinelerle tasrif yapıyorduk. En aşırı yıkımın bulunduğu Hacımehmet Ovası ve Siteler mevkisine gittik. O yıkımları gördüğümüzde içimiz acıyarak işlerimizi yapıyorduk."
Güler, düzenlilik zımnında binalara girişin haram bulunduğu devirde işlerini yapabilmeleri düşüncesince Bursa'daki gazetelerden dayanak noktası gördüklerini aktardı.
Ailelerini birer ikişer ahit gördükten sonraları daima malumat ardında koştuklarını dile getiren Güler, "Zor ve güç günlerdi. Allah ortak henüz hakeza ortak biberli yaşatmasın." ifadesini kullandı.
"Arkadaşlarımı gördüğümde işim henüz da zorlaştı"
Yalova Belediyesinin matbuat biriminde kameramanlıktan zor Metin Kar ise depreme evinde ailesiyle uyuduğu tam yakalandığını anlattı.
İlk namına ailesini sakıncasız ortak yere yerleştirdikten sonraları belediyeye gittiğini fakat binaya giremediklerini tabir fail Kar, şöyleki konuştu:
"Gün aydınlandığında binaya girip elden alıcı ve foto makinemi alıp yıkımın yaşandığı yerlere gittim. Herkesin acısını görürken kılıç de yaşadığımız şokla ne çekeceğimizi bilmiyorduk. Bir müddet sonraları görevim gereği gördüğüm enkazları fotoğraflamaya başladım. Bir müddet tasrif yapmış olup akse merkezine geçtim. Kriz merkezinde yıkımın bulunduğu yerler ve boyut üzerine bilgelik edindikten sonraları en aşırı yıkımın bulunduğu semt bulunan Hacımehmet Ovası'na gittim.
Bölgeye ulaştığımda aşırı iri ortak katabolizma gördüm. İnsanlar çöküntü başlangıcında istirdat emekleri yapıyordu. Arkadaşlarımı gördüğümde işim henüz da zorlaştı. Bir taraftan yaşadığımız biberli vardı lakin ortak taraftan da görevimizi yapmalıydık. O anki fotoğraflar emin olun beni aşırı zorladı. Yalova'ya yer illerden yardımlar ulaşmaya başladıkça akse merkezinde koordineli ortak biçimde yardımların dağıtımını görüntülemeye çalıştım. Çevre illerden yardımlar ve istirdat ekipleri geldikçe icraat hızlandı. Bir müddet sonraları biberli dengelem henüz aşırı ortaya çıkmak oldu. Yaşadığımız biberli aşırı büyüktü. Hastanelerdeki yaralıların halleri ve gördüğümüz katabolizma kelimelerle anlatılamayacak derece zordu. Allah gene yaşatmasın."