Antalya
Türkiye Baş Boyun Kanserleri Derneği ile Avrupa Baş ve Boyun Kanserleri Cemiyeti tarafından, "Baş ve Boyun Kanserleri Farkındalık Haftası" kapsamında farkındalık görüntülemek düşüncesince Antalya'da matbuat toplantısı düzenlendi.
Atılım Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Şefik Hoşal, icra ettiği konuşmada, baş ve boyun kanserlerinin dünyada frekans kendisine altıncı tam arazi almasına karşın meme, prostat, kolon, akciğer derece yayılmış olmayınca baş döndürücü ön plana çıkmadığını söyledi.
Baş ve boyun kanserlerinin dudak ve dem alma organı alanından başlayarak, dil, yanak, dudak içi, geniz, boğaz, yutak ve hançere bölgelerini ait birlikte kanser çeşidi olduğuna dikkati çekici Hoşal, "Diğer kanserlerden en ehemmiyetli özelliği, içtimai hayatın geçmiş olduğu alanladır. Tat, dem almamızı, konuşmamız herhangi birlikte obje bu bölgeden geçiyor." niteleyerek konuştu.
"Türkiye'de hançere kanseri yoğun görülüyor"
Baş boyun kanserleri farkındalığını çoğaltmak gerektiğine ayraç fail Hoşal, "Avrupa'da meydana getirilen araştırmaya göre, kişilerin çabucak yüzdelik 36'sı baş ve boyun kanserlerini biliyor. Türkiye'de bu miktar yüzdelik 38'di. Toplumun yüzdelik 40'ı bu hastalığın ne işe yaradığını biliyor. Avrupa'da dudak içi kanserler, ABD'de boğaz, Türkiye'de ise hançere kanseri en yoğun görülüyor. Sigara ve içki baş ve boyun kanserlerinin oluşmasında doğrudan anne etken." niteleyerek konuştu.
Kanserden sakınmak düşüncesince Human Papilloma Virus (HPV) aşısının önemine ayraç fail Hoşal, salgının hastaların yüzdelik 60'nın hekime ulaşmakta meşakkat çekmesine bozukluk bulunduğunu vurguladı.
Hastaların çoğuna doğacak etapta kişileştirme koyduklarını aktaran Hoşal, şunları kaydetti:
"Gırtlak kanserinin en açıkça belirtisi neva kısıklığıdır. Üç haftadan levent boylu devam eden neva kısıklığı, dudak zarfında yara, uzunlukta şişlik, burunda hunriz akım var ise kesinlikle kulak dem alma organı geçit hekimi çeşidinden kontrol edilmesi gerekiyor. Çünkü kanser geçmiş boyundaki ak kan bezlerinden yayılıyor. Avrupa'da hastaların yüzdelik 60'ı doğacak etapta başvuruyor. Erken etapta müracaat olduğunda baş ve boyun kanseri tedavisindeki başarımız yüzdelik 80-90 fakat doğacak etapta mevrut hastaların maatteessüf 5 sene zarfında yüzdelik 66'sını kaybediyoruz. Onun düşüncesince erkan tanılama ve otama baş döndürücü önemli."
Türkiye Baş Boyun Kanserleri Derneği Başkanı Tıbbi Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Mustafa Özdoğan da kanser çeşitleri bünyesinde en baş döndürücü baş ve boyun kanserinden korktuğunu dile getirdi. Bunun iz bırakan birlikte kanser şekli bulunduğunu vurgulayan Özdoğan, insanoğlunun konuşamamasının, kendisini anlatım edememesinin biçimsiz birlikte gidiş bulunduğunu söyledi.
Baş ve boyun kanserlerinin tedavisinde iri birlikte ekibin kol kendisine çalıştığını özetleyen Özdoğan, sigara kullanımlarının düşürülmesi düşüncesince baş döndürücü aceleci tedarik kabul etmek icap ettiğini anlattı.
Hastalar yaşadıkları zorlukları anlattı
Gırtlak kanserini yenen ve konuşmakta meşakkat çekici Mehmet Daldal, neva kısıklığı şikayetleri ile gittiği hastanede kanser bulunduğunu öğrenince şaşırdığını söyledi. 30 sene sigara, 15 sene da içki kullandığını anımsatan Daldal, "Çok pişmanım, insanoğlu sağlığını kaybedince değerini biliyor. Bir sene süresince on paralık konuşamadım. Konuşamadığım düşüncesince işimi boşamak mecburiyetinde kaldım. Tedavim baş döndürücü sıkıca geçti. Bir sene sonradan önemsiz ayrıntılar kabil zorlayarak gene konuşmayı öğrendim." niteleyerek konuştu.
Muzaffer Çelik ise kanser vücuda girdikten sonradan pişmanlığın birlikte anlamının kalmadığını, otama sürecinde motivasyonun ehemmiyetli bulunduğunu anlattı.
Boğazından birlikte hapaz büyüklüğünde ur çıkarılan Kartal Zorlu da ruhsal kendisine baş döndürücü zorlandığını anlatım etti.