İzmir
Depremlerin hasara defa açmış bulunduğu illerden İzmir'e getirilen 410 çorlu dip bakım, ortopedi, nefroloji, döş yahut kalp ve doğa rahatsızlıkları bölümlerinde otama alıyor.
Hastanelerin psikiyatri kliniklerinin uzmanları da depremzedelerin üzüntü, giriş döndürücü gerilim, öfke, bedbahtlık ve usanç kadar belirtilerle kendini yayınlayan deprem travmalarının izlerini silmeye çalışıyor.
Depremzedelerin gönderme edilmiş bulunduğu kuruluşlardan İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne depremlerin meydana geldiği 6 Şubat'tan beri cankurtaran tayyare ve ya askeri uçakla 65 ad getirildi.
Hastane Başhekimi Prof. Dr. Orhan Gökalp, AA muhabirine, hastalardan ortak bölümünün taburcu edildiğini, 5'i dip bakımda iktisap etmek kıl payı 51 bireyin halen yatarak otama gördüğünü belirtti.
Hastaların çoğunun esas sorunun sarsıntı bulunduğunu kaydeden Gökalp, "Örneğin kıç kırılması, döş kafesinde yaralanmalar, karın travması yaşayanlar. Küçük ortak bölümde da bulunan rahatsızlıklarına ek yerine depremde yaşadıkları hadiselerden ötürü akciğer ve ya kalp hastalıklarının tetiklenmesini görüyoruz." dedi.
"Yoğun ruh bilimsel sarsıntı yaşıyorlar"
Gökalp, depremzedelerin psikiyatrik tedavilerine de ehemmiyet verdiklerini anlatım ederek, şöyleki konuştu:
"Hastalarla ego de bizzat görüşüyorum. Yaşadıkları fiziki travmanın birlikte aşkın dip ortak biçimde ruh bilimsel sarsıntı da yaşıyorlar. Bu insanoğlu yakınlarını kaybetmişler. O sebepten iyice üzgünler, kaygılılar. Hem bulunan durumlarıyla bununla beraber gelecekle ilgilendiren endişe taşıyorlar. Zaten Sağlık Bakanlığımız da bu açıdan bu hastalardan gereksinimi olanların daima ortak biçimde psikiyatrist ve psikologla görüşmesini haber verdi. Yatan hastalarımızı daima ilgilendiren branşlarla da ruh bilimsel dayanak noktası yönünde görüştürüyoruz. Hastanemizde yatmayan fakat deprem sahasından mevrut vatandaşların da randevusuz yerine gelip kontrol olabilecekleri hem psikiyatri bununla beraber ruhiyat polikliniklerimiz mevcut. İsteyen yurttaşlarımız termin almadan hastanemize başvurdukları devir bu psikiyatrik ve ruh bilimsel desteklere ulaşabilirler."
"Yatak sesinden caba erinçsiz olabiliyorlar"
Psikolojik sarsıntı yaşayanların tıksırıklı bulunduğunu özetleyen Gökalp, "Benim görüştüğüm hastalar en küçük ortak döşek sesinden caba erinçsiz olduklarını, 'deprem oluyor' kaygısına kapıldıklarını söylüyorlar. Temel kaygıları da depremin esasen etmesi. Hatta erdemli bükülmüş bulunduğu düşüncesince hastaneden büyümek talip ve 'konteynerde caba yaşamaya razıyız' diyen hastalar var. Deprem kaygısı aşkın fevk seviyede. Hastanede caba eğlenmek istemiyorlar." sanarak konuştu.
Prof. Dr. Orhan Gökalp, çabucak depremzedelerin değil, topluluğun topu topu bireylerinin şişman sıkıntı yaşadığına dikkati çekerek, "Bununla giriş etmenin en dobra yöntemi de meraklı dayanak noktası almak. Eğer kaygıları günce yaşamı etkileyecek ölçüde olmaya başladıysa ortak psikiyatrist ve ya ortak psikologdan dayanak noktası almalarını öneririm." ifadelerini kullandı.